Sağlık Bakan Yardımcısı Şuayip Birinci, Antalya'da , Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından düzenlenen "13. OHSAD Kurultayı-Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantıları"nda, dünyanın sürekli değiştiğini, sağlık sektörünün her alanında da buna bağlı değişim yaşandığını söyledi.
Yaşam biçiminin, bakış açısının da değiştiğine dikkati çeken Birinci, dünya nüfusunun yüzde 3,5'i, Avrupa'nın yüzde 15'i, Türkiye'nin ise yüzde 7'sinin göçmen olduğunu vurguladı.
Hareketli bir dünya olduğuna işaret eden Birinci, "Sorunlar ortak, sadece Türkiye'nin sorunlarına odaklanarak sağlık sisteminin problemlerini çözemeyecek hale gelmiş durumdayız. Sadece bizim değil tüm dünyanın sorunu. Çok hızlı yaşlanıyoruz ve bağımlı nüfusumuz çok artıyor. Kentsel nüfusun artışı yaşam biçimini değiştiriyor" diye konuştu.
Birinci, Türkiye'de nüfusun artık yüzde 77'sinin kentlerde yaşadığını dile getirerek, 2050 yılında tüm dünya nüfusunun yüzde 70'inin kentlerde yaşayacağını bildirdi.
Yaşlı nüfusun kişiye bağımlılık oluşturduğunu anlatan Birinci, "Önümüzdeki süreçte Avrupa'da her üç kişiden ikisinin bağımlı, Türkiye'de 4-5 kişiden birinin bağımlı olduğu bir yaşlılık dönemi yaşayacağız. Babayla çocukların arasındaki yaş farkının açılmasının oluşturduğu riskler var. İnsanın en aktif yaşamında kendi aile büyüklerine bakmak durumunda kaldığı riskler var" ifadesini kullandı.
Birinci, kronik hastalıkların sağlık maliyetlerini iki katına çıkardığına dikkati çekerek, Türkiye'de bir kronik hastalığın sağlık maliyetini 2,8 kat, dördün üzerinde kronik hastalığın 10 kat artırdığını aktardı.
Kronik hastalıkları yönetmeden sağlığın geleceğinin yönetilemeyeceğine vurgu yapan Birinci, Türkiye'de obezitenin yüzde 29 olduğunu hatırlatarak, bunun 30 yıl içinde risklerinin yanı sıra 10 trilyonun üzerinde maliyet çıkardığını belirtti.
Birinci, obezite riski bulunanların günde en az 5 bin adım atmasını önererek, sağlıklı yaşamaya yönelik yoğunlaşmak ve hastayı güçlendirmek gerektiğini ifade etti.
"2032'de 350 milyar dolar sağlık turizmi beklentisi var"
Sağlık sistemi ne kadar iyi olsa da sağlığın sınırlarının kapatılamayacağını, bunu salgınlarda gördüklerini anlatan Birinci, şunları kaydetti:
"280 milyon göçmenin bulunduğu dünyada 14 milyon insan sağlık hizmeti almak üzere başka ülkeye seyahat ediyor. 2032'de 350 milyar dolar sağlık turizmi beklentisi var. Ama çok ilginç, uzaktan sağlık hizmetinin beklenen cari büyüklüğü 2030'da 550 milyar dolar. Sağlık turizminde daha fazla demek ki bunlar iç içe geçecek. Burada gerekli önlemleri ve aksiyonları almazsak fırsatı kaçırma riskiyle karşı karşıyayız. Türkiye'ye sağlık turizmi için gelen ilk 25 ülkeye baktım. Ortalama uçuş mesafesi 4 saat, 2,7 milyar nüfusa sahip ülkeler. THY gibi güçlü bir markayı sonuna kadar kullanıp, Türkiye'de sağlıktan arzu ettiğimiz finansmanın bir kısmını bile olsa telafi etme şansına sahibiz."
Birinci, Türkiye'de tüm dünyada olduğu gibi canıyla cebi arasında sıkışanların olabileceğini vurgulayarak, dünya ölçeğine göre avantajlı olunsa da özellikli tedavilerde sıkıntılarla karşı karşıya kalınabildiğini söyledi.
Her 9 hastadan 8'i evde bakılmak istiyor
Dijitalleşmenin büyük etkisinin olduğunu belirten Birinci, dijitalleşmenin 3-4 yılda yüz yüze muayeneyi yüzde 15 azalttığının altını çizdi.
Fırsatları kaçırmamanın önemine değinen Birinci, "2050'de nüfusun yüzde 20'si 65 yaş üstünde olan bir ülke haline geleceğiz. Evde bakım hizmetlerini kıymetlendirmemiz ve bu alana çok daha yoğunlaşmamız gerekiyor. Çünkü ABD'de yapılan araştırmalarda her 9 hastadan sadece biri hastanede tedavi olmak, 8'i evinde takip edilmek istiyor" değerlendirmesinde bulundu.