Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının 2025 yılı bütçesi sunumunu yaptı ve milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Sunumda Sağlık Bakan Yardımcıları ve üst düzey bürokratlar da hazır bulundu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, konuşmasına “İnsan, önce insan.” diyerek başlayan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Bütçe hakkı, şeffaflık ve hesap verebilirlik adına, emanet ettiğiniz bütçeyi nasıl kullandık; talep ettiğimiz bütçeyi nasıl kullanacağız; bunların hepsini bugün sizlerle paylaşacağım.” dedi.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, 19 Kasım 2024 Salı günü kabul edilen “Sağlık Bakanlığı 2025 Yılı Bütçesi”nin sunumunda şu ifadeleri kullandı:
4 ayda nüfusumuzun %51’inin yaşadığı 28 ilimizde değerlendirme toplantıları gerçekleştirdik
“2 Temmuz 2024 tarihi itibarıyla Sağlık Bakanlığı vazifesini devraldım. İlk defa Plan Bütçe Komisyonunun huzurundayım. Ancak bu, Mecliste bir komisyon huzuruna ilk çıkışım değil. Bakanlığımın 15. gününde, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyeleri ile bir araya geldik; görüş alışverişinde bulunduk. ‘Sağlıklı Türkiye’nin bugünü ve geleceği için farklı fikirlere, çözüm önerilerine ve her türlü yapıcı eleştiriye açık olduğumu’ söyledim. Geçtiğimiz 4 ayda nüfusumuzun yüzde 51’inin yaşadığı 28 ilimizde değerlendirme toplantıları gerçekleştirdik. İllere gitmeden, önce o ilin tüm milletvekillerinden değerlendirmelerini aldık. Sahayı yerinde gören, sağlık hizmetlerini yerinde inceleyen bir Bakanlığız.”
Sağlığın bilimini ve teknolojisini Üreten Sağlık yapısını kuruyoruz
“İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın’ düsturu, ecdadımızın bizlere mirasıdır. Tarihsel tecrübemiz ışığında, medeniyetimizin sağlığa büyük bir önem ve değer verdiğini biliyoruz. Sağlık Bakanlığımızı, sadece Türkiye’nin bugünkü sağlık sorunlarının çözümü için değil; sağlıklı bir nesil yetiştirmek vesağlıklı bir toplum olarak geleceğe yürümek açısından, fevkalade önemli görevleri olan bir kurum olarak görüyoruz. Sağlık sektörünü bir bütün olarak değerlendirdiğimizi de bilmenizi isteriz. Kamu sektörünün de özel sektörün de, devlet üniversitesinin de vakıf üniversitesinin de, tıbbi cihaz üreticisinin de ilaç sektörünün de Bakanlığı olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Ülke olarak, sağlık hizmeti sunumunda son 22 yılda önemli bir mesafe kat ettik. Bu süreci daha ileri bir noktaya taşırken, sağlığın bilimini ve teknolojisini Üreten Sağlık yapısını kuruyoruz. Türkiye’yi bu alanda dünya çapında söz sahibi olan marka ülke haline getiriyoruz. Bu yolda, istişareye ve ortak akla büyük önem veriyoruz. Üniversitelerimizle, özel sektörümüzle ve tüm paydaşlarımızla el ele, omuz omuza vererek Türkiye’nin Üreten Sağlık Sistemini inşa ediyoruz.”
Aile hekimlerimizin sağlığın nabzını tutmasını istiyoruz
“Sağlık, dünyanın hızla değişen en önemli sektörlerinden bir tanesi. Biz de sürekli gelişen bir sağlık sistemi ve nitelikli sağlık hizmeti sunumu üzerine titizlikle çalışıyoruz. Sağlık hizmetine en rahat erişilebilen ülkelerden birisiyiz. En kapsayıcı ve en kapsamlı sağlık hizmetini sunuyoruz. Önceliğimiz, koruyucu sağlık hizmetleriyle, hastalanmadan,vatandaşlarımızın sağlıklı kalmalarını sağlamak ve farkındalık kültürünü artırmaktır. Bu kapsamda vatandaşımızın sağlık hizmetine ulaştığı ilk kapının, aile hekimi olmasını ve aile hekimlerimizin sağlığın nabzını tutmasını istiyoruz. Bu süreçte aile hekimliğimizi güçlendiriyoruz, daha da güçlendireceğiz. İkinci ve üçüncü basamakla entegrasyonlarını artırarak, vatandaşımızın doğru yerde, doğru zamanda, etkin tedaviyi alarak şifa bulmasına önem veriyoruz. Hekim-hasta ilişkisinde güveni ve manevi boyutu önemsiyoruz. Aile hekimliğini de hekim-hasta ilişkisinde güvenin tesis edildiği başlangıç noktası olarak görüyoruz.”
Son 22 senede sağlık alanında büyük bir değişim ve gelişim yaşadık
“Sağlık hizmetlerine erişim, anayasal bir haktır. Sağlık hizmetlerini Türkiye’nin her yerine ulaştırıyoruz ve ulaştırmaya devam edeceğiz. Çünkü ‘önce insan’ diyoruz. Dolayısıyla hem hasta hem de çalışan odaklı bir yaklaşıma sahibiz. Biz hastayı ve çalışanı birbirinden ayırmıyoruz. Kuşkusuz sağlık hizmetinde memnuniyet, hizmet alanın da hizmet verenin de memnuniyetine bağlıdır. Bu iki değeri, birbirinin ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. Bir akademisyen olarak öğrencilerime ders verirken hep şunu söylerim: ‘Herkes doktor olabilir ama herkes hekim olamaz.’ Hekimlerimiz, sağlık hizmeti sunarken, sadece bir meslek icra etmiyor; aynı zamanda manevi yönü olan çok özel bir sanatı icra ediyorlar. Son 22 senede sağlık alanında büyük bir değişim ve gelişim yaşadık. Bunun olumlu sonuçlarını COVID-19 Pandemisi sürecinde gördük. Yaşadığımız büyük deprem felaketi sonrasında sunduğumuz sağlık hizmeti ile dünyaya örnek olduk. Türkiye’nin sağlık sisteminin gelişmişliğini, sağlık çalışanlarımızın bilgi, özveri ve kalitesiyle tüm dünyaya gösterdik. Sağlık ailemize şükranlarımızı arz ediyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.”
Sağlık çalışanı sayımız 1,5 milyona yaklaştı
“Sağlık çalışanı sayımız 1,5 milyona yaklaştı. Hâlihazırda 109 bin 256 uzman hekimimiz, 53 bin 747 asistan hekimimiz, 58 bin 646 pratisyen hekimimiz, 48 bin 836 dişhekimimiz, 326 bin 486 hemşire ve ebemiz ile 851 bin 174 diğer sağlık çalışanımızla vatandaşlarımıza sağlık hizmeti vermekteyiz. 2002 yılından bu yana toplam nüfusumuz yaklaşık yüzde 25 artarken; sağlık hizmeti sunan personel sayımızı yüzde 283, hekim sayımızı yaklaşık yüzde 141, hemşire ve ebe sayımızı yüzde 187 artırdık. Böyle bir artışın dünyada başka bir örneği yok. Bakın, sadece bu sene kamuya 10 bini uzman hekim olmak üzere 74 binden fazla personel aldık. Bu insan kaynağını da adil ve dengeli bir şekilde dağıtıyoruz. 2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük bölge arasında 7 kat fark varken, günümüzde bu fark azalarak 2,5 kata indi. Burada bir hususu özellikle belirtmek isterim. Sağlık çalışan sayımızda, OECD ülkelerine kıyasla hızlı bir artış yaşamamıza rağmen, artan talepler karşısında hâlen personel ihtiyacımız devam etmektedir.”
2002 yılında yüzde 6 olan nitelikli yatak oranımızı yüzde 82’ye çıkarttık
“Sağlık Bakanlığı olarak yenilenen ve yeni faaliyete geçen tesislerimizle vatandaşlarımızın hizmetindeyiz. Ülkemizde sağlık hizmet sunumunda üniversiteler ve özel sektör önemli bir rol almakla birlikte hizmetin büyük bölümü kamu hastaneleri tarafından yürütülmektedir. 984 Hastanemiz, 8 bin 198 Aile Sağlığı Merkezimiz, 1.237 Laboratuvarımız, 973 Toplum Sağlığı Merkezimiz, 138 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimiz, 269 Sağlıklı Hayat Merkezimiz, 585 Diyaliz Merkezimiz, 3 bin 494 Acil Yardım İstasyonumuz ve 188 Ruh Sağlığı Merkezimiz bulunmaktadır. Mevcut hastanelerimizin yüzde 79’unu son 22 yılda ya yeniledik ya da yeniden inşa ettik. Toplamda 779 hastane ile yaklaşık 144 bin yatak kapasitesi üretmiş olduk ve kamu hastaneleri yatak sayımızı 172 bin 457’ye yükselttik. Gelinen nokta itibarıyla 2002 yılında 49 yıl olan hastanelerimizin ortalama yaşını 13 yıla kadar düşürdük. Koğuş sistemini terk ederek yeni hastanelerimizde tek ya da iki kişilik oda sistemini oluşturduk. 2002 yılında yüzde 6 olan nitelikli yatak oranımızı yüzde 82’ye çıkarttık.”
1. basamak yatırım programımızda 1.228 tesis bulunmaktadır
“Hâlihazırda, Aile Sağlığı Merkezleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri ve Toplum Sağlığı Merkezlerinden oluşan 1. basamak yatırım programımızda 1.228 tesis bulunmaktadır. Bunlardan 261’inin inşaatı devam etmekte; 776’sı proje ve arsa, 191’i ise ihale aşamasında. 2. ve 3. basamakta ise 437 tesiste toplam 61 bin 168 yeni yatak ve 2 bin 574 yeni diş ünitini hizmete almayı planlıyoruz. Bunlardan 178’inin inşaat çalışmaları devam ediyor. 223’ü proje ve arsa aşamasında iken, 36’sı ihale aşamasına gelmiştir. Ağız ve Diş Sağlığı hizmetlerimizi de modernize edip güçlendiriyoruz. 138 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ve 41 Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ile hizmet veriyoruz. 2002 yılında 100 bin kişiye düşen diş hekimi sayısı 25 iken, bu sayı 2024 yılında 57’ye yükseldi.”
Yıl sonuna kadar 6 Acil Durum Hastanemizi hizmete sunmayı hedefliyoruz
“Asrın Felaketi, büyük depremin yaşandığı bölgemizde Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Defne, İskenderun, Payas, Nurdağı ve Oğuzeli Devlet Hastaneleri olmak üzere toplam 1.250 yatak kapasiteli 6 Acil Durum Hastanesini hizmete açtık. Yıl sonuna kadar Altınözü, Erzin, Türkoğlu, Nurhak, Çelikhan Devlet Hastaneleri ve Kahramanmaraş Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere toplam 824 yatak kapasitesine sahip 6 Acil Durum Hastanemizi de vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Yine deprem bölgesinde 1.875 yataklı Gaziantep Şehir, 350 Yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk, 100 yataklı Adana Karşıyaka Devlet ve 50’şer Yataklı Diyarbakır Çermik ile Osmaniye Bahçe Devlet Hastanelerinin inşaat çalışmalarını tamamladık.
Kahramanmaraş Devlet, Gaziantep 25 Aralık Devlet Ek Binası, Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk, Nizip ve Düziçi Devlet Hastaneleri olmak üzere toplamda 1.750 yatak kapasitesine sahip 5 hastanemizi daha 2025 yılında hizmete açarak depremden etkilenen illerimizde sağlık altyapımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Asrın Felaketi’nden etkilenen bölgelerimizde yapımına hızla devam edilen 1.700 yataklı Şanlıurfa Şehir, 1.000 yataklı Diyarbakır Kayapınar Şehir, 600 yataklı İskenderun Devlet Hastaneleri gibi büyük projelerimizin yanı sıra artık ihale aşamasına geldiğimiz 1.000’er yataklı Kahramanmaraş ve Hatay Şehir Hastanelerini de bu kapsamda 2025 yılında dahil edeceğiz.”
14 bin nitelikli yeni yatağı sağlık sistemimize kazandırmış olacağız
“2024 yılında ülke genelinde toplam 3 bin 986 yatak kapasiteli 34 hastaneyi tamamlayarak vatandaşlarımızın istifadesine sunduk. Yapım çalışmalarını büyük oranda tamamladığımız Bağcılar Eğitim ve Araştırma Kadın Doğum ve Çocuk, Niğde, Bartın ve Erzincan Devlet Hastaneleri olmak üzere toplam 1.600 yataklı hastanelerimizi de yakın zamanda açıyoruz. Aydın, Samsun, Ordu ve Bursa Çekirge Ali Osman Sönmez Şehir Hastaneleri ile Kastamonu Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Edirne Uzunköprü, Antalya Aksu ve Van Gevaş Devlet Hastaneleri gibi 2025 yılında tamamlamayı hedeflediğimiz 59 projemizle birlikte toplamda 8 bin 12 yatak ve 369 diş ünitikapasiteli sağlık tesislerimizi daha vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. İnşaatı devam eden diğer şehir hastanelerimizi de tamamladığımızda 14 bin nitelikli yeni yatağı sağlık sistemimize kazandırmış olacağız. Proje çalışmalarını tamamladığımız Hatay, Kahramanmaraş ve Van Şehir Hastanelerinin yapım ihalesine önümüzdeki ay çıkıyoruz.”
Deprem riski bulunan illerimizde sağlık tesislerimizin fiziki altyapısını güçlendireceğiz
“Başta İstanbul, İzmir ve Kocaeli olmak üzere deprem riski ile karşı karşıya bulunan illerimizde sağlık tesislerimizin fiziki altyapısını güçlendireceğiz. Bu kapsamda İstanbulumuzda proje çalışmalarını sürdürdüğümüz Haydarpaşa ve Siyami Ersek Sağlık Kampüsü, Süreyyapaşa, Fatih Sultan Mehmet Şehir Hastaneleri ile Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın ve Kartal Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanelerinin ikinci faz yapım ihalelerini de 2025 yılında başlatacağız. İzmir ilimizdeki Tepecik, Atatürk, Bozyaka ve Dr. Behçet Uz Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin yenileme proje çalışmaları devam etmektedir. Kocaali’de ise Darıca ve Derince Eğitim ve Araştırma Hastanelerinin yatırım programına alınmasını teklif ettik. Yine yatırım programımızda yer alan Seka Devlet Hastanesi ek bina projemizi de en kısa zamanda hayata geçirmek istiyoruz. Öteyandan Diyarbakır Yenişehir, Muğla, Konya ve Tokat Şehir Hastanelerinin arsa ve proje çalışmaları devam etmektedir.”
Sağlık sektöründe özellikli hizmetlere ulaşılabilirliği kolaylaştırmak için de çalışıyoruz
“Yüksek teknolojiye sahip cihaz kapasitemizi her geçen gün artırıyoruz. 1.026 MR, 1.381 BT, 230 LINAC, 174 PET CT, 27 Tomoterapi, 43 Brakiterapi ve 19 Cyberknife cihazına sahibiz. Bu cihazları en verimli şekilde de kullanıyoruz. Diğer yandan sağlık sektöründe özellikli hizmetlere ulaşılabilirliği kolaylaştırmak için de çalışıyoruz. 59 Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezimiz, 330 Erişkin ve Pediatrik KVC Merkezimiz, 118 Kemik İliği Transplantasyon Merkezimiz, 45 Robotik Cerrahi Merkezimiz ve 174 Üremeye Yardımcı Tedavi Merkezimiz bulunuyor. Robotik Cerrahi Sistemi, Kemik İliği Nakil Merkezi gibi özellikli alanlarda sağlık hizmetlerimizi genişleterek kolaylaştırıyor ve güçlendirmeye devam ediyoruz. 63 Erişkin ve Çocuk Arındırma Merkezi, 79 Ayakta Arındırma Merkezi ve 16 Bağımlı Hastalar için Rehabilitasyon Merkezimiz bulunmaktadır. Merkezlerimizin sayısını artırmaya dönük çalışmalarımız sürmektedir. Diğer taraftan yüksek donanım kapasitesiyle hizmet veren yoğun bakım yatak sayımız da 48 bini aştı. Öyle ki Türkiye, COVID-19 döneminde yoğun bakım yatak sayısını 1,5 kat artırarak hiçbir vatandaşını nefessiz bırakmadı.”
2024 yılında ilk 9 ayda 10 milyon 655 bin hastamız yatarak tedavi gördü
“2023 yılında 973 milyon kez sağlık hizmetine müracaat oldu. Bunların yüzde 88'i Bakanlığımıza bağlı kuruluşlara yapıldı. 2024 yılında ise ilk 9 ayda 796 milyon kez müracaat oldu; 10 milyon 655 bin hastamız yatarak tedavi gördü. Yine 2024 yılı ilk 9 ayında A, B, C grubunda 4,6 milyon ameliyat gerçekleştirildi. Acil sağlık hizmetlerinde 5 bin 668 ambulans ve 3 bin 494 acil yardım istasyonu ile hizmet veriyoruz. 2024 yılında 6 milyona yakın vatandaşımızı ambulanslarımızla sağlık tesislerimize naklettik. 42 ilimizde 25 Yanık Merkezimiz ve 36 Yanık Ünitemizle toplam 711 yanık yatağı kapasitesine sahibiz. Engelli, yaşlı ve kronik hastalıkları nedeniyle eve/yatağa ve cihaza bağımlı olan vatandaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz. 2012 yılından bu yana yaklaşık 2 milyon 682 bin hastamıza ziyaret gerçekleştirdik. 81 ilimizde afet ve acil durumlarda ilk müdahaleyi gerçekleştirecek 30 bölge koordinatörlüğümüz var. Olası bir Marmara depremine ve çeşitli afetlere dönük sağlık hizmetleri planlamaları ve tatbikatları yapıyoruz.”
2024 yılının ilk 10 ayında 4 bin 548 organ nakli gibi çok özellikli ameliyat gerçekleştirdik
“75 böbrek, 52 karaciğer, 15 kalp, 9 pankreas, 2 akciğer nakil merkezimiz ile sadece 2024 yılının ilk 10 ayında 4 bin 548 organ nakli gibi çok özellikli ameliyat gerçekleştirdik. Organ ve doku bağışı konusunda toplumsal duyarlılığı artırmak üzere ulusal ve bölgesel projeler gerçekleştiriyoruz. Gönüllü bağışçı sayımız 1 milyon 632 bini aştı. Yurt içindeki akraba dışı kök hücre nakillerinin yüzde 90’ını TÜRKÖK aracılığıyla sağlıyoruz. Nadir Hastalıklar Ulusal Kayıt Sistemi’ni kurduk ve önemli bir veri tabanı oluşturduk. Böylece nadir hastalığı olan hastaların takibini kolaylaştırdık. Bu sistem ile bugüne kadar 11 binden fazla nadir hastalık tanılı vatandaşımızı kayıt altına aldık. Yürüttüğümüz otizm tarama programlarıyla 2,5 milyon çocuğumuzu taradık.”
2025 yılı itibarıyla yaklaşık 2 milyar 153 milyon TL Ar-Ge finansmanı sağlamış oluyoruz
“Sağlıkta Ar-Ge ve Ür-Ge projelerine de destek oluyoruz. 2025 yılı itibarıyla 1.600 projeyi destekliyor ve yaklaşık 2 milyar 153 milyon TL Ar-Ge finansmanı sağlamış oluyoruz. Dünyada COVID-19 Pandemisi’nde aşı üretebilen ilk 7 ülkeden birisi olan ülkemizde, yeni aşılar üretmek üzere bir ekosistem oluşturuyoruz. Türkiye’nin kendi ihtiyacı olan aşıları ülkemize kazandırıyoruz. Orta vadeli hedefimiz ise ülkemizi aşıları sadece tüketen değil, üretip ihraç eden bir ülke haline getirmektir. Vatandaşlarımızın kullandığı ilaçların, kutu bazında yaklaşık yüzde 91’ini, değer bazında ise yaklaşık yüzde 57’sini ülkemizde üretiyoruz.”
Sağlık sistemleri, geniş ölçekte hızlı bir değişim ve dönüşüm geçiriyor
“Teknolojik ilerlemeler, demografik değişiklikler ve küresel sağlık krizleri gibi sebeplerle sağlık sistemleri, geniş ölçekte hızlı bir değişim ve dönüşüm geçiriyor. Dünya nüfusunun hızla artması ve yaşlanması, sağlık hizmetlerine ilişkin talebi artırıyor. Büyük nüfusların sürekli hareket halinde olması; köylerden şehirlere doğru, hatta ülkeler ve kıtalar arasında yaşanan göçler, sağlık sistemleri üzerinde strese yol açıyor. İçinde bulunduğumuz ‘kronik hastalıklar asrı’ olarak bilinen devirde, her yıl 41 milyona yakın insan bu sebeple hayatını kaybediyor. Dolayısıyla sağlık sistemleri kurgulanırken değişen hastalık yükünü de dikkate almak gerekiyor.”
Türk sağlık sistemi de küresel salgınla birlikte stratejik sektör olarak önem kazandı
“Yakın dönemin en büyük kırılmalarından biri, COVID-19 Pandemisi ile yaşandı. Uzmanlar, pandeminin onlarca yıldır meydana gelen en büyük şok olduğu ve küresel ekonomik krizden daha derin etkilere yol açtığı ve etkilerinin hâlen devam ettiği kanaatinde. Tüm dünyada olduğu gibi Türk sağlık sistemi de küresel salgınla birlikte stratejik sektör olarak önem kazandı. Devletlerin, sağlık sistemlerini sorguladıkları dönemde, tüm sağlık sektörü, kendi negatif ve pozitif yönlerini gözden geçirme imkânı buldu. Gelinen noktada, dünyada sağlık sistemlerinin kriz yönetme kabiliyetlerinin daha kapsamlı ve ayrıntılı şekilde planlanması ve donatılması gerekliliği ortaya çıktı. Bu süreçte sağlığa erişimin kolaylığı, sağlık altyapısının yeterliliği, genel sağlık sigortasının kapsayıcılığı ile devletlerin hızlı karar alma kabiliyetleri gibi meseleler kritik önem kazandı.
Makro düzeyde yaşanan değişim eğilimlerine bakıldığında; sağlık sistemi, toplum sağlığı, sağlık eğitimi, sağlık okuryazarlığı, dijitalleşme, veri yönetimi, sağlık ekonomisi ve finansmanı alt temalarında yoğun bir paradigma değişikliği olduğu görüldü. Küresel salgın, bir yandan küresel ekonomiyi ve tedarik zincirlerini negatif yönde etkilerken diğer yandan sağlık ekonomisi ve finansmanı alanlarında da değişikliklere yol açtı. Pandemi ile beraber toplumun sağlık farkındalığı arttı. Koruyucu sağlık hizmetlerinin önemi bir kez daha anlaşıldı. Bu hususta son olarak şunu ifade etmek isterim ki; Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘hayalim’ dediği, Şehir hastaneleri vizyonunun ne kadar önemli olduğu da pandemi sürecinde ortaya çıktı. Bu vesile ile Sayın Cumhurbaşkanımıza bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.”
Hekimlerin meslek yemini, hayatı korumak ve insan sağlığını her şeyin üstünde tutmaktır
“Yakın zamanda ülkemizde bazı yenidoğan birimlerinde yaşanan ve hepimizi derinden üzen hadiseye de değinmek istiyorum. Ancak yargıya intikal etmiş; soruşturma aşamasından kovuşturma aşamasına geçilmiş bir dosya olduğu için detaylara giremeyeceğim. Bizim için bu operasyonun adı ‘Çürük Elma Operasyonu’, çetenin adı da ‘İnsanlıktan Nasibini Almamışlar Çetesi’dir. Çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği konusunda duyduğumuz endişe her şeyin ötesindedir. Biz hekimlerin meslek yemini, hayatı korumak ve insan sağlığını her şeyin üstünde tutmaktır. Bu yemine aykırı düşecek hiçbir şeye müsaade etmedik, etmeyeceğiz.”
Yasa dışılık ve usulsüzlüklerle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam edeceğiz
“Sağlık Bakanlığı olarak, vatandaşlarımızın sağlığını tehlikeye atabilecek uygulamalara müsaade etmeyeceğimizi kesin bir dille belirtiyoruz. Her zaman olduğu gibi yasa dışılık ve usulsüzlüklerle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam edeceğiz. İdari denetimlere ilaveten bilim insanlarıyla kanıta dayalı tıp uygulamaları ve risk yönetimini ihtiva eden yeni bir denetim modelini hayata geçirdik. Bu kapsamda Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu’yla başlattığımız bu sistemi, tüm branşlarda da uygulamaya alıyoruz. Sadece 2024 yılında 46 bin 160 olağan ve 7 bin 318 olağan dışı denetim gerçekleştirdik. Bu denetimler neticesinde çok sayıda ‘faaliyet durdurma’ ve ‘idari para cezası’ verdik; ayrıca suç duyurusunda bulunduk.”
Yeni sistem ile aile hekimlerimizin vatandaşlarımıza ayıracağı süreyi artırdık
“Geçtiğimiz 4 ayda; başarıya dayalı bir aile hekimliği ödeme sistemini uygulamaya koyduk; kayıtlı nüfus sayısı yerine hastalık yüküne göre modellediğimiz yeni sistem ile aile hekimlerimizin vatandaşlarımıza ayıracağı süreyi artırdık. Koruyucu sağlık hizmetlerini merkeze alan, kronik hastalıkları kapsamlı şekilde takip eden, muayene sayısı yerine teşhis ve tedavi sürecinin etkinliğini artıran yeni modeli daha da geliştiriyoruz.”
YÖK ile Sağlık Hizmetleri ve Eğitim Koordinasyon Komisyonunu kurduk
“Yöneticilerimizi, başarı kriterleri ile takip ediyor ve değerlendiriyoruz. Sağlık eğitimi ve hizmetinin kalitesini, etkinliğini ve verimliliğini artırmak amacıyla YÖK ile ‘Sağlık Hizmetleri ve Eğitim Koordinasyon Komisyonu’nu kurduk; çalışmalarımızı iş birliği içerisinde yürütüyoruz. Normal doğumu teşvik etmek üzere eylem planımızı hayata geçirdik. Bağımlılıkla Mücadele, Sağlıkta Şiddetin Önlenmesi ve Sağlık Okuryazarlığı yeni Eylem Planlarımızı hazırladık.”
Verimli ve sürdürülebilir sağlık sistemini güçlendireceğiz
“Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda sağlık alanındaki yol haritamızı da kısaca sizlerle paylaşmak isterim. Bireyin, sağlığı üzerindeki sahiplenmesini ve kontrolünü artırdığı koruyucu sağlık hizmetini geliştireceğiz. Doğru yerde, doğru zamanda, etkin tedavinin mümkün olacağı, verimli ve sürdürülebilir sağlık sistemini güçlendireceğiz. Şeffaf, bilişim tabanlı, bilimsel verilere ve risk yönetimine dayalı, yapay zekânın kullanılacağı çoklu denetim mekanizmasını geliştireceğiz. İyi hekimlik uygulamalarını ödüllendirip, değerli kılacağız.”
Yeni nesil ilaçların geliştirilmesi için yapılan çalışmaları destekleyeceğiz
“Kanıta Dayalı Geleneksel Tıp Uygulamalarını güçlendireceğiz. Başta gıda takviyeleri olmak üzere halk sağlığını doğrudan etkileyen ürünlerle ilgili çalışma yapacağız. Genetik bazlı kişisel tedavilerin ülkemizdeki uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Akılcı laboratuvar, akılcı görüntüleme ve akılcı ilaç kullanımı programlarıyla sağlık hizmetlerinde maliyet etkin hizmet sunumunu geliştireceğiz. Yeni nesil ilaçların geliştirilmesi için yapılan çalışmaları destekleyeceğiz. Evde sağlık hizmetlerinde uzaktan sağlık hizmet sunumu ve tele-tıp uygulamalarının kullanımını yaygınlaştıracağız. Fonksiyonel ve finansal kapasitesini yeniden yapılandırarak USHAŞ’ı güçlendiriyoruz. USHAŞ’ı, başta sağlık turizmi olmak üzere sağlık ekosistemimizin önemli bir aktörü haline getirmeyi amaçlıyoruz. Kamu hastanelerinde görev yapan hekimlerimizin mesai sonrası çalışmalarını özendireceğiz.”
Ülkemizin sağlık ürünlerinde dışa bağımlılığını azaltmayı amaçlıyoruz
“Özel hastanelerin işleyişi, sağlık meslek mensuplarının serbest meslek icrası kuralları, sağlık yapıları ve sağlık araçlarına ilişkin düzenleme çalışmalarımız devam ediyor. İlköğretim çağındaki çocuklarımıza yönelik ‘Sağlıklı Çocuk Sağlıklı Gelecek’ programı ile koruyucu sağlık davranışlarını geliştireceğiz. Beslenme ve obezite, hareketli yaşam ve stresle mücadele konularında koruyucu programları güçlendireceğiz. Ekonomik büyümeye ve refaha katkı veren, marka ve katma değer oluşturabilen üreten sağlık modelini geliştireceğiz. Bu kapsamda sağlık sektörünü Türkiye'nin lokomotif sektörü hâline getirmeyi hedefliyoruz. TÜSEB öncülüğünde başlatmakta olduğumuz ve tüm paydaşları kapsayan Üreten Sağlık Modeli, sağlık alanında önemli bir dönüşüm sürecini tetikleyecek. Üreten Sağlık Modelimizle, üniversitelerin Ar-Ge çalışmalarını, sanayinin üretim gücünü ve devletin teşvik eden rolünü bir araya getiriyoruz. Bu sayede teknolojik gelişimi desteklemeyi; ülkemizin sağlık ürünlerinde dışa bağımlılığını azaltmayı ve küresel rekabette söz sahibi olmayı amaçlıyoruz.”
Üreten Sağlık Modeliyle, Ar-Ge projelerine finansal destek sağlayacağız
“Üreten Sağlık Modelimiz çerçevesinde, Araştırma Hastanelerinde Teknoloji Transfer Ofisleri kuracağız. Ülkenin ihtiyaç duyduğu ve dışa bağımlı olduğu kritik sağlık ürünlerini belirleyip, Ar-Ge ve üretim süreçlerini planlayacağız. Ekiplere gerekli bilgi ve deneyimin aktarılması için rehberlik edeceğiz. En önemlisi de Üreten Sağlık Modeliyle, Ar-Ge projelerine finansal destek sağlayacağız. Ürünlerin güvenilirliğinin ve etkinliğinin klinik çalışmalarla kanıtlanmasını teşvik edeceğiz. Ticari ürüne dönüşmeleri için teknoloji transfer ofislerini devreye sokacağız.”
Sayıştay denetimlerini bir fırsat olarak görüyoruz
“Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan Sayıştay Başkanlığının 2023 Yılı Sağlık Bakanlığı Denetim Raporu’nu dikkatle değerlendiriyoruz. Sayıştay Başkanlığının tespitleri doğrultusunda, gerekli adımların atılmasını sağlıyoruz. Sayıştay denetimlerini bir fırsat olarak görüyoruz. Kamu kaynaklarını etkili ve amacına uygun bir şekilde kullanmak noktasında duyarlıyız.”
Yüzde 39 oranında bir bütçe artışı hedefliyoruz
“Sağlık Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatının yanı sıra, bağlı ve ilgili kuruluşlarının 2023 Yılı Kesin Hesabı ve 2025 Yılı Bütçesi hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum. 2023 Yılı Kesin Hesabı; Sağlık Bakanlığı 404 milyar 369 milyon TL, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü 1 milyar 537 milyon TL, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu 699 milyon TL, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı ise 466 milyon TL olarak gerçekleşti. Bakanlığımız, 2023 Yılı Kesin Hesabı kapsamında yapılan harcamalar ile gerçekleştirdiğimiz hizmetlerimizin detaylarını kitapçığımızda görebilirsiniz. 2025 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’nde; Bakanlığımız için 1 trilyon 20 milyar 317 milyon TL, Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğüne 912 milyon TL, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna 1 milyar 858 milyon TL, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına ise 1 milyar 729 milyon TL ödenek öngörüyoruz. Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 27'sini koruyucu sağlık hizmetlerine, yüzde 72’sini ise tedavi edici sağlık hizmetlerine ayırıyoruz ve toplamda yüzde 39 oranında bir bütçe artışı hedefliyoruz. Sağlık sistemimiz, pandemide ve deprem felaketlerinde, bütün dünyaya rol model oldu. Bu nedenle sağlık sektörümüzün günlük politik tartışmalara malzeme edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.”
‘İnsan önce insan’ diyerek iyilik için mücadelemizi sürdüreceğiz
“Sözde medeni dünya, Gazze’de yaşanan vahşeti ve insanlığın ölümünü sessizce izliyor. Bizler, bugün de yarın da Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. ‘İnsan, önce insan’ diyerek iyilik için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bütçemizin milletimize, insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum.”